Türkiye'de Müştereklerin Savunulması ve Kazanılması
İlk kez kent nüfusunun kır nüfusunu geçtiği 1984 yılından bu yana kentler Türkiye siyasetinin en temel belirleyicisi oldu. Kentlerde ortaya çıkan toplumsal hareketler kaçınılmaz olarak sınıf siyasetini ve neoliberal dönemde şirket-devlet saldırısına karşı müşterek bir siyaseti ortaya koymaya başlıyordu. Önce gecekondulaşma ve kentsel dönüşümün bir sonucu olarak mahalle direnişlerine tanık olduk, mahallelinin kitlesel olarak katıldığı direnişler, talepler ve platformlar özellikle 1990’larda kent hareketlerinin en önemli unsuruydu. 2000’lerde “orta sınıflaşma” ya da daha doğru bir ifade ile işçi sınıfının yapısındaki değişimle birlikte kent hakkı mücadeleleri gelişti.
Kentteki kamusal alanların çitlenmesine karşı Bostancı’da sahile konan turnikelere karşı sahile erişim haklarını savunan, ambalajlı sulara olan bağımlılığa karşı su hakkını talep eden, park ve bahçelerin AVM’leşmesine karşı kent bostanlarını ve parkları koruyan, zincirlere karşı Emek Sineması direnişi gibi kentin kendine özgü dokusunu savunan hareketler ortaya çıktı. 2013’te yaşanan Gezi direnişi ile birlikte ise park ve mahalle forumları, mahalle dayanışmaları, işgal evleri, kent dayanışmaları deneyimlerini yaşadık. Bu deneyimlerin her biri geride birçok kazanımı ve aynı zamanda bazı eksiklikleri miras bıraktı.
Bu sayfada yayınladığımız tartışma makaleleriyle Türkiye’de müştereklerin savunulmasına dair deneyimleri daha görünür kılmayı
ve dünyadan da örneklerle müşterekleri nasıl kazanabileceğimize dair bir perspektifin geliştirilmesine katkı sunmayı amaçlıyoruz.
Yazarlardan
Çitleme ve çitleme etkisi, karşıtını ya da muhalefetini yaratma koşullarını içinde barındırır. Ortaklaşım görece güçlü bir ortaklaştırmaya dayanıyorsa çitleme karşıtı tepkinin o ölçüde güçlü olması beklenir. Çünkü ortaklaşımla birlikte, ortaklaştıran topluluk da hedeftedir.
Müşterekler tartışmasının artık klasikleşen, kent hakkı gibi temaların yanında örneğin yeni bir robotik devrimin eşiğindeyken, teknolojik gelişmenin kapitalizmi aşmayı kolaylaştıran yönlerine odaklanan ve bunu müşterekler perspektifinden yapan derinlikli bir tartışmaya çok ihtiyacımız var.
Kapitalizmin iktisadi, toplumsal ve ekolojik yıkımına karşı küresel hareket dalgaları içerisinden “doğmakta olan” müşterekler fikri, hayatta kalmak için olduğu kadar, ortak iyi bir hayatı birlikte kurmak için de iyi bir başlangıç sunuyor.
Ekonomi sıkıntıya düştüğünde iktidarın ilk müdahale ettiği yerlerin başında müşterekler gelmektedir. İleride ekonominin daha da kötüleşeceği, gündelik yaşamın daha büyük sorunlarla dolacağı akla getirildiğinde kentsel müştereklerden kaynaklanan hareketlerin artacağı, önem kazanacağı söylenebilir.
Göçmenlerle dayanışma hareketleri için, kentin bir müşterek olarak görülmesi ve müşterekleştirme pratiklerinin birlikte gerçekleştirilmesi, göçmen haklarını ‘aşağıdan’ tanımlamak ve ulus-devlet ölçeğinden kurtarmak için önemli bir yoldur.
Toplumsal yeniden üretim alanının geçici bir ân için de olsa müşterekleştirilmesi, başka türden bir şehrin özlemini ama aynı zamanda o şehrin pratik imkânlarını içinde barındırır.
Bu katmanıyla Gezi hem şehrin ihlalinin hem de yeniden kurulması
tahayyülünün bedenleşmiş halidir.
Yeni bir mücadele dalgasının ne zaman doğacağını kimse bilemez, ancak o güne kadar emeğin yeni bir tahayyülünü gündelik pratik içinde ortaya koymak için dayanışma akademileri bizlere büyük bir imkân sunmaktadır.
Gıdayı müşterekleştirmenin siyaseti bir yandan gıdayı müşterek olarak tanımlayacak ve kamusal düzlemde bunun söylemini inşa edecek gıda inisiyatiflerinin kurulması ve örgütlenmesine, bir yandan da gıdayı doğrudan müşterekleştirerek gıda egemenliğini icra edecek ağların örgütlenmesine dayanıyor.
Son yıllarda en önemli ve en büyük kitle hareketleri maden ocaklarına, HES'lere, termik santrallere, barajlara ve ormanların kullanıma açılmasına karşı gelişiyor. Bu mücadelelerin deneyimlerini, başardıklarını ve başaramadıklarını "Türkiye'de Müştereklerin Savunulması ve Kazanılması" üst başlığında hazırladığımız tartışma makaleleriyle ele alıyoruz.
Müşterek Barselona’dan pek çok olumlu ders çıkarabileceğimize inanıyorum. Belediye Yönetimi’ne giden yolları, pek çok açıdan gerçekten etkileyiciydi. Elde ettiği başarı, daha iyi bir şehir ve dünya için mücadele edenleri büyük ölçüde umutlandırırken aynı oranda muhaliflerimizi de demoralize etti.
Makaleler
Doç. Dr. Bülent Duru: Müşterekler Nedir? Doğal, Kentsel, Sosyal Müşterekler ve Kentsel Toplumsal Hareketlere Etkileri Üzerine
Bülent Duru makalesinde müşterekler kavramının özgürlükçü, katılımcı ve adaletçi bir yönetim biçimine erişme sürecine nasıl bir katkı sunabileceğini analiz ediyor.
Prof. Dr. Aykut Çoban: Ekolojik Ortaklaşımlar (Müşterekler) ve Türkiye’de Uygulanan Çitleme Politikaları
Aykut Çoban makalesinde müşterekler kavramını tartışmaya açıyor. Müşterek yerine ortaklaşımlar kavramını tercih eden Çoban, ekolojik ortaklaşımlara odaklanarak ilkel birikimin ortaklaşımların çitlenmesindeki tarihsel rolünü anlattıktan sonra Türkiye’nin ekolojik varlıklarının hangi politikalarla çitlendiğini aktarıyor.
Doç Dr. Ümit Akçay: Kapitalizmin Krizi ve Müşterekler
Ümit Akçay makalesinde ekonomik kriz dönemlerinde müşterekler siyasetinin antikapitalist bir hareket için taşıdığı potansiyeller üzerinde duruyor.
Doç. Dr. Begüm Özden Fırat: Küresel Hareket Döngüleri ve Müşterekleştirme Hareketleri
Begüm Özden Fırat makalesinde müşterekler mefhumunun 1990’ların başından 2000’lere kadar süren karşı küreselleşme hareketi ve Arap Baharı ve “meydan/işgal hareketleri” ile simgeleşen 2010-2013 küresel hareket dalgası içerisindeki tarihsel seyrini haritalıyor.
Dr. Fırat Genç: İstanbul’da Kentsel Muhalefet ve Müşterekler Politikası
Fırat Genç makalesinde aktörleri, talepleri, eylem repertuarları ya da söylemsel stratejileri farklılıklar göstermekle birlikte AKP hükümetleri döneminde ortaya çıkan direniş pratikleri arasında ortaklıklar tespit etmenin, dolayısıyla İstanbul bağlamında kentsel toplumsal hareketlerin belirli bir kuşağından bahsetmenin mümkün olduğunu öne sürüyor.
Can Irmak Özinanır: Dayanışma Akademileri Müştereklerin Neresinde Duruyor?
Can Irmak Özinanır makalesinde Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” metnini imzalamaları sonucu başlayan tasfiye süreci ile beraber ortaya çıkan dayanışma akademileri ve Sokak Akademisi gibi örgütlenmelerin, müşterekler politikası açısından yeni bir biçim yaratıp yaratamayacağını, bu inisiyatiflerin olanaklarını ve sınırlılıklarını tartışıyor.
Dr. Lülüfer Körükmez: Göçmen Dayanışma Hareketlerini Müşterekler İçinde Düşünmek
Lülüfer Körükmez makalesinde Türkiye’de sayıları 4 milyonu bulan göçmenlerin toplumsal hareketlerin dışında kalıyor oluşundan yola çıkarak, göçmenlerin bir müşterekler siyaseti içerisinde nasıl yer alabileceklerini tartışıyor.
Umut Kocagöz: Gıdanın Müşterekler Siyaseti
Umut Kocagöz makalesinde endüstriyel gıda sisteminin eleştirisi üzerinden gıdayı bir müşterek olarak tanımlamanın imkânlarını tartışıyor.
Dr. Özdeş Özbay: Suyun Müşterekler Siyaseti
Özdeş Özbay makalesinde su hakkı mücadeleleri arasında suyu bir müşterek olarak tanıyan ve suyun müşterekliğini toplumsal hareketlerin gündemine sokan iki önemli mücadeleyi, İtalyan Su Hareketleri Forumu ve Cochabamba Su Savaşları’nı anlatıyor.
Luke Stobart: Barselona’da Müşterekler Deneyi
Luke Stobart makalesinde 2015 yılındaki yerel seçimlere katılmak üzere oluşturulan ve sadece birkaç ay içerisinde belediye başkanlığını kazanan Müşterek Barselona hareketinin deneyimlerini anlatıyor.
Credit for Photo 1:Indignats / Indignados / Indignés by Julien Lagarde · Photo 2: Indignados by Abel Francés Quesada · Photo 3: The urban evolution of vegetation by Dave C · Photo 4: Topkapi bathroom ceiling by Héctor de Pereda · Photo 5: (2014 11 29) Hurdacılar Sitesi Vol.2 by Cihat Ertem · Photo 6: Indignats / Indignados / Indignés by Julien Lagarde · Photo 7: Under my umbrella by Tuncay · Photo 8: NYU Library by Shiyang Huang · Photo 9: Las Vegas by Si B · Photo 10: 406784017 by Yulia Grigoryeva · Photo 11: City and a glass by M.G. Kafkas · Photo 12: Correfoc by Julien Lagarde· Photo 13: Indignados by uchiuska